Dec 29, 2010

idari meseleler

bu arada "yeni yıl yeni bıdı" furyasına uyarak logomuzu da değiştirdim, umarım "like edersiniz" ve daha sık post yazma hevesiyle yanar tutuşursunuz, gece uykularınızdan uyanırsınız. ey blog ahalisi.

2010 out 2011 in



DıPTıS Dıııp DıPTıS Dııııııp DıPTıs DıPTıS Dıııım...
(geyikler, çanlar falan)

Bir yılı daha devirdik a dostar.
Tabi ki de o meşhur hamleyi yapıp arkamıza dönüp bu yıl ne haltlar yemişiz diye bakacağız yeni bir yıla gireceğimiz şu birkaç gün içerisinde. Neden yapıyoruz? Eh insan zaman kavramına takık bir canlı olduğundan ve benlik kavramını da buna bağladığından olsa gerek durup durup bir geçmişe dalma, kurcalama, illa işe yarar bir şey çıkarma haliyetinde oluyor. Durum vaziyet bu olunca yeni yıla girişler tüm çeteleleri gözden geçirmek ve cari hesaplamalar yapmak açısından neredeyse ulusal bayram olarak kabul edilebilir. Bir de bu hesaplamaların sonucunda tüm hesabı zaten bitmek üzere olan, zaten canı çıkmış kan ter içerisinde kalmış olan yıla yıkmak isteyen bir grup ağzı köpüklü isyankar da her
yeni yıl döneminde rastladığımız bildik manzaralardan olmuştur. Bu grup, ki sayıları azımsanacak gibi değildir, "fuck you 2010, asshole 2010, 2010 fucked me, I never loved you 2010, go home 2010" gibi incitici ve rencide edici ifadelerle ve tabi ki trende uyup yumurta atarak bu büyük umutlarla ve kırmızı halılarla karşıladıkları yılı, bu defa popişine tekmeyi basarak gönderiyorlar. Be kafirler, el kadar 2010 size napsın? Eğer gerçekten "ability"si olan bir kavram olsaydı ilk yapacağı sanırım tüm bu provakatörleri tek tek 2011'e rapor etmek olurdu ki, abisi onları sıra dayağından geçirsin, tokat manyağı yapsın. Neyse, "yıllara acımasız davranmayın, onların da sizin gibi mağdur olduğunu görün, azıcık merhamet ulaaan" demek yerine yeterince saçmaladım. Eğer "daha ne kadar saçmalayacak, Oh good God, poor woman" iç sesi eşiliğinde okumaya devam eden varsa şimdi size çok özel threesome 2010 ajandasından çıkanları aktaracağım:

Öncelikle Şubat 2010 itibariyle blogmarkette yerimizi aldık. Bunu tabi ki de memleket çapında törenlerle kutladık. Gönderilen çelenkleri hala evlerimizde yeni yıl dönemi çam ağacı maksatlı olarak değerlendiriyoruz, destekçilerimize selam olsun.

Dugu, ergenliğin verdiği ailesini reddetme hormonunun etkisiyle bizleri "ben londralara gidip erasmuslu olacağım, peşimden gelmeyin ve beni bir daha aramayın" notuyla bırakıp gitti. Kendisi oralarda tutunamayıp yaz dönemine doğru yurda döndüğüne ve sokak ressamı olarak yaşamını kazandığına dair sanal yollarla çeşitli bildirimlerde bulunsa da ben hala kendisini görüp tutamadığım için akıbeti konusunda bir yorum yapamayacağım. gidiş o gidiş.

Efendim, Dugu'nun gidişi beni derin kederlere itmiş ve zaten bana bir beden dar gelen ankarayı benim için adeta bir winzip programına dönüştürmüştü. Lulu ile birbirimize destek olurken artık sağlıklı düşünemeyen ben ani bir kararla "ben de gidiyorum huleyn" nağralarıyla kendimi sınavdan sınava sokmak suretiyle son derece mazoşist bir tavırla istanbul bileti çıkarttım.ve bu satırları martılar ve martinim eşiliğinde yazıyorum.

Tüm olan biteni dehşet içinde izleyen LuLu ise adeta araba farlarına tutulan kedi misali "startle response" vererek, koltuğuna sıkı sıkı tutunmayı uygun buldu. Sonradan duyduk ki alkolün ve eğlencenin pençesine düşmüş, ve fazla funk yapmaktan dolayı mütemadiyen poposu seğriyormuş.

işte biz böyle muhteşem, fevkaladenin fevkinde bir yılı geride bırakmaktan muzdaribiz. Geçen yıl Lulu da ben de şu vaziyette karşıladık yeni yılı (gözyaşlarımızı korkuya değil aşırı coşku(!)ya verin):

Bazı yıllarda da şu kayıtsızlıkla kapıyı açtığımız oldu kendisine:

Ha Duguyu sorarsanız o zaten hep şöyle karşılıyor yeni yılı:


2011'e threesome halinde giremeyeceğimiz için biraz dertliyim. Ama neyse ki "senede bir gün" dizeleri bizim için yazılmamış ve biz zaten bir threesome'ız. Yeni yıla nasıl girdiğimizin, eskisini nasıl gömdüğümüzün ya da 365 günle savaşa girmenin hiçbir anlamı yok, sonuçta sadece threesome önemli. hayatınızda kaç tane threesome arkadaşınız var onu düşünün gerisini hesaplamayı boşverin, çünkü gerisi her yıl değişebilir, ama threesome baki kalacaktır.

Son olarak, Santa Claus'dan not getirdim, "bu yıl hediye dağıtmayı canım hiç canım istemiyor, ben de siz faniler gibi evde mısır patlatıp kestane yapıp tombala oynamayı deneyeceğim, birkaç kapak da viski atarım, oh mis" dedi. "biz öksüz, biz yetim mi kalacağız noel buba" dedim, kıs kıs gülerek "bu seferlik de herkes birbirine dudaktan öpücük versin yetmedi threesome yapsın" dedi. elçiye zeval olmaz lafına sığınarak iletmekle kalmayıp bu uygulamayı desteklediğimi de belirtmek isterim.

karınız bol, çikolatanız sıcak, öpücükleriniz ıslak, yeni yılınız şen olsun.

saygılar.