Jan 18, 2011

shit happens



bugün bölümdeki tuvaletlerden birinin kapısını açtım ve bir parça kaka ile yüzleştim. bu fiili özellikle seçtim çünkü aslında herkesin başına gelen iğrenç bulduğumuz ama biraz da kanıksadığımız bu durumla ilk kez tam anlamıyla bir yüzleşme yaşadım bugün. her zamanki gibi hemen kapıyı kapatıp bir cesaretle başka kapıyı açmak yerine bir an "merhaba kaka" dedim ve güldüm. benden önce biri gelmiş ve onu oraya bırakıp gitmişti. bir an böyle düşününce tüm durum iğrenç değil komik gelmişti. kaka tüm gerçekliğiyle orada duruyordu işte ve bana ait değildi. elbette bizden önce birileri aynı tuvalete girip işiyor sıçıyor ama biz bunlarla karşılaşmadıkça aldırmıyoruz. bunun da gitmiş olması ve benim görmemiş olmam gerekiyordu ama orada duruyordu işte. o tuvalette kendi hakimiyetini kurmuştu, o gidene kadar kimse oraya giremezdi. başkasının -muhtemelen- her gün gördüğü, hatta artık bakarken görmediği kakasına bu sefer ben bakıyordum. boş bir tuvalet, bağımsız bir kaka ve ben. acaba kimden çıkmıştı. belki asistanlardan, belki arkadaşlarımdan birinden ve hatta belki öğretim üyelerinin tuvaletine yetişemeyen bir hocadan olabilirdi. kimin yaptığını bilseydim kesin o insana karşı yaşlıların "biz senin bezli halini hatırlarız" tavrı gibi bir tavrım oluşurdu, "kakan kadar konuş be" gibi çıkışlar yaptığımı düşündüm. ya da başka açıdan bakınca da belki yüzünü bile hiç görmediğim birinin kakasını görmüş bulunmaktaydım. belki kakasıyla kendisinden önce tanışmış bulundum. belki onu bırakan kişi şu an kantin sırasında ya da evine giden otobüste birilerinin kakasıyla karşılaştığından habersiz yaşayıp gidiyordu. belki kakasının o tuvalette sergilendiğinin farkında bile değildi, onun gittiğini düşünüyordu, aceleyle çıkıp arkasına bakmamıştı. dünyanın binbir türlü hali var lakin kaka denilen şeyin pek de farklı hali yok. ceteris paribus, insan dediğimiz türün kaka çeşidi belli, hepimiz aynı kakayı yapıyoruz. ama nedense kendimizden çıkan görece daha katlanılır oluyor. bugün tuvaletin kapısını açıp bu sahipsiz kakayla karşılaşınca, sırf bana ait olmadığı için öyle iğrenç ya da garip falan hissetmedim. "bir kaka gördüm dünyam değişti" gibi bir durum da söz konusu değil elbet. çok naif bir kabullenme anıydı. öyle işte, anlatayım azıcık kaka felsefesi yapayım dedim. bir daha tuvaletin kapısını açıp bağımsız bir kakayla karşılaşırsanız selamımı söylersiniz artık.



7 comments:

lulu said...

"Kakan kadar konuş!" çıkışını en kısa zamanda yapmak istiyorum. Sempatizan kakacı seni. çiş şarkısıyla seni bu durumlara alıştıran insanım gibi de düşündüm. öyle miyim be.hey gidi.

miss piggy said...

çiş şarkısı nays çiş şarkısı cicci. ama artık hatırlayamıyorum:( tazelemek lazım

lulu said...

gereği yapılacak!

dugu said...

ben resmen kaka-fobiğim sanırım. hakkında bir müddet konuşabilirim ama görmeye dayanamam! sadece kendi kaka-mı-severim, işte o kadar! çiş'e daha sempatik bakıyorum, sümük'e ve çapak'a bayılırım, ter'i içerim!

miss piggy said...

yalnız değilsin dugu, dedim ya herkes kakasentrik:) ama aşmak lazım kakalarla barışmak lazım şarkı söylemek lazım avaz avaz vesaire

Bade said...

boğaziçi kakası o. tek geçerim.

miss piggy said...

ahaha bade inan farkı yok, gel bir gün okula misafirim ol, kendi gözlerinle gör:)